Konu yeni yıl olunca; yeni yıl dilekleri, beklentileri, planları, kararları herkesin kendi dünyasının biçimine göre yılın son günlerinde sohbetlerde yerini alıyor. Belki de defalarca düşünülen, bu sefer diye karar verilen aslında ‘yeni’ olmayan ertelenen seyahat planları da kuşkusuz bu sohbetlerde yerini alıyor.
Ramazan ayının vazgeçilmez tatlısı bizce hiç şüphesiz ‘GÜLLAÇ’. Sizce? Güllaç’ın günümüze kadar ulaşmasını sağlayan lezzetinden ziyade bir de hikayesi olmalı… Geçmişi 15.yy.’a kadar dayanıyor güllacın.. Osmanlı’da halk mısır nişastasıyla yufkalar açar ve bu yufkaları saklarmış. Havayla temas eden yufkalar zamanla
Türk mutfağını dünyaya tanıtan lezzetlerin başında gelen İskender Kebap’ın tarihini hiç merak ettiniz mi? Tarihçesi Zamanında Bursa Kayhan’da kuzu bütün olarak ve yere paralel şekilde şişe takılarak odun ateşinde pişirilirken İskender Efendi farklılık amacıyla kuzunun farklı bölümlerinden yeni lezzetler bulma
Bursa lafını duyan herkesin ilk aklına gelen hiç şüphesiz kestane şekeridir. Burada ünlenmesinin sebebi ise kestanelerinin iri olmasıdır. Adına türküler yazılan Uludağ bölgesinde yetişen kestanelerden yapılan şekerler önceden evlerde yapılırken, 1930’dan itibaren ticarileşerek dükkânlarda satılmaya başlar. Kestanenin hikayesi.. Önceleri Bursa
İmparatorluğun ilk başkenti, çarşıları, camileri, türbeleri, alışveriş merkezleri; doğal ve tarihsel zenginliklerin, keyifli vakit geçirmenin adresi Bursa sizleri bekliyor. Bursa denildiğinde özellikle tatil yapmayı sevenler olarak ilk aklımıza gelen Uludağ oluyor. Doyasıya karın ve kayağın keyfini çıkarmak, beyaz bir
