Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Yunanistan; Roma İmparatorluğu, Helen Uygarlığının ve Osmanlı Medeniyetinin kültürüyle harmanlanmış; tarihi sokakları, binbir lezzetle donatılmış eşsiz mutfağı ve her daim canlı sokakları ile bizleri karşılıyor.
Selanik’te binbir hikaye
‘Selanik, Selanik ıssız kalasın…’ şarkısını yazdıracak kadar yürek burkan, Mehmet ve Fitnat’ın hikayesine benzer birçok anıyı bağrında tutar bu şehir… Selanik’ te kumaşçı olan Rüstem Ağa hep erkek çocuğu olsun istese de kader bu ya bütün çocukları kız olur. Bunun üzerine en küçük kızı Fitnat’ı iyi biriyle evlendirip işlerini bu damadına devretmek ister. Günün birinde Mazganlalı Mehmet’in yolu Rüstem Ağanın dükkanına düşer ve Rüstem Ağayla tanışırlar. Ağa, Mehmet’i çok sever ve dükkanı ona devreder. Fitnat’la da evlendirmek istediği genci bulmuştur, öyle ki gençler birbirine aşık olmuştur bile… Düğün hazırlıklarından güçsüz düştüğünü sanılan Fitnat’ı zamanın hastalığı kolera bulmuştur, düğün olamadan Fitnat ölür. Rüstem Ağa ve Mehmet’in ağı ‘ Selanik, Selanik yarsız kalasın, ıssız kalasın’ diye günümüze kadar gelir…
Tarihin içinde adımlar
Tüm hüzünlü hikayelere rağmen Selanik her sokağı sürprizlerle dolu rengarenk restoran ve kafelere ev sahipliği yapan bir şehir… Önce şehri kucaklayabileceğiniz bir nokta Selanik Kalesi’ne çıkın! Ardından aşıkların buluşma noktası olarak bilinen Kamara Kemerine doğru inin… Rotonda Camii ile başlayarak tarih kokan sokaklarda kaybolun. Meşhur Döner Kule’de bir kahve içerek soluklanıp şehri kuşbakışı izleyin… Burası İzmir mi diye sorduğunuzu duyar gibiyiz! Evet evet o kadar benzerler… Öyle ki Atatürk’ ün doğup büyüdüğü Selanik’in hasretini İzmir’de bir Selanik yaratarak giderdiği anlatılır…
İ
zmir’i andıran bu güzel kordonda şemsiyelerle yapılmış sanat eserine benzer birçok noktada fotoğraf çekmeyi ihmal etmeyin… Beyaz Kule’ yi milat noktası olarak alırsanız her yere yürüyerek ulaşması bir o kadar kolay ve keyifli… Şehri bir de denizden göreyim derseniz, Beyaz Kule’nin önünden kalkan Korsan Gemi’sine binip bir içecek alma karşılığında ücretsiz olarak bu keyfi yaşayabilirsiniz…Bu eşsiz günbatımı sonrası yunan tavernalarında müzik eşliğinde lezzetli mezelerin ve yemekleri tadabilirsiniz…
Eğer Selanik’e Mart ayının 2. Haftası gidiyorsanız İskeçe’deki karnavalı görmeyi ihmal etmeyin…Karnaval kelimesi bile insanı mutlu etmeye, içinde kıpırtı oluşturmasına yeterli oluyor. Karnaval nasıl mı? Rengarenk, cıvıl cıvıl, coşkulu, neşeli, eğlenceli… Herkesin yüzü gözü boyalı, herkes kostümlü…
Selanik tatilinize renk katmak isterseniz Kavala ve Gümülcine rotalarının da dahil edildiği Selanik-Kavala-Gümülcine programıyla Kazdağı Tur tüm detayları sizin yerinize düşünüyor.
